“`html
Almanya’da dünkü genel seçim, ülkenin yakın geçmişindeki en önemli siyasi olaylardan biri olarak öne çıkıyor. Seçim sonuçlarını, başkent Berlin’deki Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) genel merkezinde takip ettik.
CDU merkezinde kalabalık bir atmosfer hakimdi. Bazı milletvekili adayları, binada yer bulamadıkları için dışarıdaki çadırdan gelişmeleri izlemek zorunda kaldı.
Akşam saat 18.00’de yayınlanan ilk sandık çıkış anketlerine göre CDU/CSU, yüzde 29 oy oranıyla birinci sırada yer alırken, aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif (AfD) yüzde 20 oyla ikinci, Şansölye Olaf Scholz’un liderliğindeki Sosyal Demokrat Parti (SPD) ise yüzde 16 oyla üçüncü sırada yer aldı.
Önceki seçimde Almanya’nın büyük bir bölümünü kırmızıya (SPD) boyayan bu parti, bu sefer yeni seçimde hemen hemen hiçbir bölgede birinci çıkamadı.
İlk sonuçların gelmesiyle CDU genel merkezinde büyük bir sevinç yaşandı. Parti lideri Friedrich Merz’in konuşmasının ardından, partililer zaferi kutlamak için bolca bira ve şarap tüketti.
İlkelerini yıllardır temize çıkaran deneyimli gazeteci Ahmet Külahçı, SPD’nin İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en düşük oy alışını “Acı bir durum” şeklinde yorumluyor. Külahçı, AfD’nin yükselişini de “Almanya’daki demokrasi için ciddi bir tehdit” olarak değerlendiriyor.
Ayrıca Külahçı, yeni hükümetin sağduyulu politikalar geliştirmesi ve Almanya’yı pandemiden önceki durumuna döndürmesi gerektiğini ifade ediyor. Ancak enflasyon ve düzensiz göçle ilgili vaatler gerçekleşmezse, AfD’nin daha fazla güçlenebileceğine dikkat çekiyor:
“Aksi takdirde AfD, ırkçılığı, İslam ve Yahudi düşmanlığını körüklemeye devam edecek ve göçmen kökenlilere yönelik saldırılar artacaktır,” diyor.
‘Gidecek başka bir yerim olsa giderdim’
CDU merkezine yaptığımız ziyaretin ardından, seçim sonuçlarını izlemek için Bavul Cafe’ye yöneldik. Burada Suna Arslan ile yaptığımız görüşmede, seçim sonuçlarından dolayı büyük bir üzüntü duyduğunu ifade etti.
46 yaşındaki Arslan, “Burada doğup büyümenin acısını yaşıyoruz; kendimizi burada bir parça olarak hissetmiyoruz” diyor ve aşırı sağın artışının yaşamını olumsuz etkilediğini vurguluyor:
“Ben bir ilkokul öğretmeniyim. Geçmişte sağcılar ırkçı söylemlerini gizlice paylaşırlardı. Şimdi ise bunu açıkça yapıyorlar.”
Yaşadığı ayrımcılık ve ırkçılık olaylarını ilgili mercilere bildirdiklerinde ise bu durumla ilgili hiçbir önlem alınmadığını, hatta sistematik olarak korunduklarını belirtiyor:
“Almanya’nın geleceği için iyi şeyler beklemiyorum,” diyor Arslan.
Türkiye’ye gitmeyi düşünüp düşünmediğini sorduğumuzda ise, “Türkiye şu an için gidebileceğim uygun bir yer gibi durmuyor” cevabını veriyor:
“Orada da siyasi durum oldukça iç açıcı değil. Dünya genelinde pek olumlu bir hava yok.”
‘Irkçılık tekrar baş gösteriyor’
Seçim günü bir diğer durak, Berlin- Brandenburg Türk Topluluğu (TBB) merkeziydi. Burada birçok kişi seçim sonuçlarını izlemek üzere buluşmuştu.
1969 Berlin doğumlu Ayşe Demir, her beş kişiden birinin AfD’ye oy vermesini “kaygı verici” buluyor. CDU’nun da AfD’nin söylemlerini takip ederek göç ve güvenlikle ilgili propagandalar yaptığını belirtiyor:
“Bu, bizim için oldukça olumsuz bir durum” diyor ve “AfD gibi bir ırkçı zihniyetin hortlaması ve bu durumu geri döndürmenin zor olacağına inanıyorum.”
Aşırı sağın yükselişinin günlük yaşamda yarattığı etkiler de dikkat çekici. Demir, TBB’de ırkçılığı önlemek amacıyla kurdukları telefon hattına gelen başvuru sayısının arttığını, anonim olarak iletilen ırkçı hakaretlerin artık açık isimlerle gelmeye başladığını anlatıyor. “Bu durum, AfD’nin yarattığı ortamdan kaynaklanıyor” diyor.
Seçimin en dikkat çeken verilerinden biri de katılım oranıydı. Yüzde 82’yi geçen bu oran, 1990’dan bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.
Demir, bu durumu AfD tehdidine karşı duyulan endişenin etkisine bağlıyor. Onların da Türkiye kökenli göçmenlerin seçimlerde daha fazla söz sahibi olmaları için çalıştıklarını aktarıyor. Geçmiş seçimlerde yüzde 20 olan katılma oranının, bu seçimde yüzde 40’a çıktığını tahmin ediyor.
Çifte vatandaşlık hakkının yeni hükümetle kaldırılması, kaygılar arasında olup CDU, seçim öncesinde AfD ile koalisyon kurmama sözü vermişti.
AfD’nin koalisyon potansiyeli kaygısı
Bunun yanı sıra, Almanya’da 1983’ten beri yaşayan 65 yaşındaki Remzi Uyguner, bu durumun değişebileceğinden endişe ediyor:
“CDU, koalisyon görüşmeleri sırasında bunu, SPD’ye karşı bir koz olarak kullanabilir. 2-3 hafta önce mecliste yaptıkları oylama sırasında, ‘Benim şartlarımı kabul etmezseniz, AfD ile de bir imkan var’ diyebilirler,” diyor.
“Şu an için böyle bir durum imkansız gibi görünse de, CDU ve AfD’nin parti programlarının örtüştüğüne dair endişelerim var. Tabanda gelen ‘Beş kişiden biri bunları seçti, bir şans verelim’ baskısı gelirse, böyle bir koalisyonun olabileceği endişesini taşıyorum.”
‘Yabancı düşmanlığı halk arasında yayılıyor’
Son olarak, Türkiye kökenli nüfusun en yoğun olduğu Kreuzberg mahallesindeyiz. Burada 1979’dan beri Almanya’da yaşayan dönerci Vesfettin Sezgin, seçim sonuçlarını değerlendirirken “AfD’nin yüksek oy alması beni üzüyor” şeklinde ifade ediyor.
Sezgin, göçmenlerin geri gönderilme riskinin mevcut olduğunu dile getiriyor: “Göçmenleri bir anda gönderebilirler mi? Hayır, ama iltica edenlerden başlayabilirler.”
Aşırı sağın yükselişiyle bağlantılı olarak günlük yaşamında belirgin bir değişiklik hissetmediğini söylese de, yabancı düşmanlığının toplumda yaygın olduğunu belirtiyor:
“Neden yabancı düşmanlığı olsun? Burası göçmenlerle dolu bir ülke,” diyor.
“1960’tan beri buradayız. İsteyenleri geri gönderebilirsiniz, ama zorla göndermekte bir sakınca vardır.” Geçmişte Almanya’daki göçmenlere yönelik dönen ırkçı saldırılar, birçok hayatı sona erdirmişti.
Sezgin, bu tür olayların geçmişte AfD’nin oy oranı düşükken yaşandığını hatırlatarak, benzer saldırıların gelecekte de peş peşe gelebileceği endişesi taşıdığını ekliyor.
Almanya’daki göçmenlerin seçim sonrası yaşadığı korkuların ne derece gerçek olacağı ise zamanla netlik kazanacak.
“`
More Stories
Fatih Altaylı: Altılı masa olmasa, AKP’nin MKYK’sı oluşamayacakmış
Çocuk istismarlarını protesto eden Emine Gizem Çetiner’e iki dava: ‘Beni yıldırmak istiyorlar’
Karla kaplanan Kapadokya şehir ışıklarıyla görüntülendi